11 Kasım 2014 Salı

 
Gidersen Yarım Kalır Devrimim Sevgili
Gidersen,
Başlar içimdeki ülkede ayaklanmalar.
Yüreğim,
Özledikçe büyüyen aşkına örgütlenir.
Her şehrimde seni yaşar kurtarılmış bölgem.

Sokaklarıma taşır her gün adaletsiz bir düzene karşı yapılan eylemler.
Meydanlarım, anıtlarım zamana haykırır.
Kederim grev çadırları kurar.
Sana akmak isteyen sesim ölüm orucunda.
Şekerli suya konuşur sustuklarını yalnızca.

Gidersen,
Sana hediye ettiğim türküler izinsiz yürüyüşe geçer.
Şiirim her dizesine pankart açar.
Sazım tellerini boykot eder.

Savunmam yapılır konuşmalarda.
Dağıtılan bildirilerde,
Gizli adreslerde,
Bodrum katlarında yapılan toplantılarda,
Eleştiri üzerine eleştiri alır.
Özeleştirimi bir tek sana yaparım.

Gidersen,
Yaz, kış her mevsim sonbahar olur.
Hani hangi yaprak düşse içinin titrediği.
Hani dallar kırgın.
Gökyüzü içli mi içli.
Dokunsan ağlayacak.
Aylardan Eylül ya hani.
Hüzün bulutları gözlerimde.
Sonra yağmurlar yağar yetim yüreğime.

Bir sabah,
Mitinglerde buluşur içimdeki binler.
Binler bir olur,
Bir ben,
Ben sen.

Ansızın
Gaz bombaları atılır içime.
Genzim yanar, kirpiklerimi yakar.
Avuçlarımdan nefes diye içime çekerim seni.

Çatışmalar başlar alanlarda.
Sol yanım çaresizce vuruşur sağımla.
Mantığım ruhumla.
Taşlar sopalar fırlar her yana.

Saçından sürüklenir sevdam.
Dizleri kanar,
Kaşı patlar,
Sert yumruklar oturur yüzüne,
Acımasız coplar kırılır belinde.

Göğsüme,
Tam da senin olduğun yere,
Tazyikli suyu yerim olanca hızıyla.
Yığılır kalırım öylesine bir duvar kenarına.
Dilimde çiğliğini beklemekte olan sloganımla.

Anlayacağın sevgili,
Gidersen içimdeki ülke olağanüstü hal durumda.

O gün,
Bir ilkbahar sabahı gibi önce ortalık sanki.
Sonra kuş seslerinin, yaprak salınışlarının, güneş parıltısının
Üzerinde ağır ve yorgun panzerler.
Tanklar arka sokaklarımdan geçer.
Başlar akşamüstü caddelerde jandarmaların gece devriyesi.

Bir cinayet olurum “faili meçhul” denilen.
Örtmeye çalışır koca bir kaldırım taşına tutuşturulan eski bir gazete sayfası
Tenimdeki yalnızlığın kurşun izlerini.
Parçalanmış, delik deşik hayallerimi.

Kaskatı kesilirim gecenin ayazında.
Ay ışığında.
Gazete altında sıcacık kanım çekilir buz gibi asfalta.

Gidersen,
İçimdeki bu karanlık ülkeden,
Sana, sesine doğru uçarım usulca rengarenk kelebekler gibi.
Sokağa çıkma yasağını delerim uğruna sevgili.
Taşırım narin kanatlarıma taktiğim özlemimi.
Özledikçe büyüyen sevgimi.
Nerde olursan ol,
Ben yine de bulurum seni.


Bir günlük ömrüm sana yetişmez.
Issız caddelerde
İki kırık kelebek kanadı olursa eğer,
Bil ki benim.

Unutma,
Gidersen bir Eylül sabahıymış gibi darbe iner yüreğime.
Ve yarım kalır devrimim sevgili…

Mikail Aslan - Agerayis (1999) Sarkı Sözleri Türkçe Çeviri

Agerayis(Dönüş)

Maye;
Nero biko mamekiya vesnaye sipiya siri,
Çarna zerdike haki wax xerib,

Lac:
Ere vinde daye naye xo re to re vaci,
Kami vato bine asmên de haştiye çina,
Herde dewreşire wad bo peyser yene,
Heqo heqo yene – pepo pepo yene,
wiz wiz yene
+++++
Anne,

evladım,mamekiyi yakmışlar
üstündeki beyaz sarıya dönmüş

Oğul,

Anam ben sana söylüyorum
Kim demiş ki gökyüzünün altında
Dervişlerin toprağında nerdeyse geri gelecekler
Allah’ım Allah’ım geliyorlar,pepo pepo geliyorlar
Vıy vıy geliyorlar

9 Kasım 2014 Pazar

Günaydın Sol Yanım Uykulu Gözlerinden Öperim


7 Kasım 2014 Cuma

Nazim Hikmet- Don Kİşot Şiiri



Don Kişot

Ölümsüz gençliğin şövalyesi,
ellisinde uyup yüreğinde çarpan aklına
bir temmuz sabahı fethine çıktı
güzelin, doğrunun ve haklının:
Önünde mağrur, aptal devleriyle dünya,
altında mahzun ve kahraman Rosinant'ı.

Bilirim, hele bir düşmeye gör hasretin halisine,
hele bir de tam okka dört yüz dirhemse yürek,
yolu yok, Don Kişot'um benim, yolu yok,

yel değirmenleriyle dövüşülecek.

Haklısın, elbette senin Dulsinya'ndır dünyanın en güzel kadını,
elbette sen haykıracaksın bunu

bezirganların suratına,

ve alaşağı edecekler seni

bir temiz pataklayacaklar seni.

Fakat sen, yenilmez şövalyesi susuzluğumuzun,
sen, bir alev gibi yanmakta devam edeceksin

ağır, demir kabuğunun içinde

ve Dulsinya bir kat daha güzelleşecek